Kıl Dönmesi Vücudun Neresinde Olur?

Tekrar belirtmek gerekirse: Kıl dönmesi ismi,hastalığın genel bir tabirdir. Sorunun görüldüğü yere göre isimleri: pilonidal sinüs, kist dermoid sakral, postairükiler pilonidal sinüs, interdijital pilonidal sinüs vb. şeklinde değişik isimlerle anılmaktadır.

Yukarıda belirtilen örnek gösteriyor ki: kıl dönmesi vücudun birçok yerinde olabilir. Bu nedenle sadece sakrokoksigeal (kuyruk sokumu bölgesine) odaklanmamak gerekir. Aynı şekilde göbek deliği, parmaklar ve hatta nadir de olsa dış kulak kısmında da görülebilir. Şimdi dilerseniz kıl dönmesinin görüldüğü alanları inceleyelim.

Tabii ki şunu da unutmamak gerekir ki: Kıl dönmesi %90-%95 gibi yüksek bir oranla sakrokoksigeal bölge dediğimiz, kuyruk sokumu bölgesinde görülmektedir.

Batık Kıllar İle Kıl Dönmesini Karıştırmamak Gerekir!

Kıl dönmesi denince birçok insanın aklına maalesef batık kıllar geliyor. Batık kıllar nedir? Kılın cilt dışına çıkamayarak, cilt altında uzamaya devam etmesi halidir. Bu sorun kıl dönmesi değildir! Batık kıllar, yüz, boyun; koltuk altı, bacaklar ve kasık bölgesinde görülür. (1). Kıl dönmesinde ise sorun saç ve vücudumuzdan dökülen kılların, cilt altına girerek orada birikmesi halidir.

Kuyruk Sokumunda Kıl Dönmesi (Kist Dermoid Sakral)

Bir üst paragrafta da belirttiğim gibi: kıl dönmesi en sık kuyruk sokumu bölgesinde görülür. İsim olarak: pilonidal sinüs, pilonidal kist ve başlıkta da belirttiğim gibi kist dermoid sakral olarak bilinmektedir. (2).

Nedenleri: arasında uzun süre oturmak, oturarak çalışmak, araç kullanmanın yanı sıra fazla kilolu, kıllı ve yetersiz hijyen alışkanlığı gelmektedir.

Belirtileri: ilk zamanlar fark edilecek kadar belirti ve şikayete neden olmayabilir. Tabii ki biraz dikkatli bakılması halinde, kuyruk sokumunda bir ya da birden fazla delik görebilirsiniz. Bunların, kılların cilt altına girmek için kullandıkları deliklerdir.

ilerleyen aşamada ise kaşıntı, kızarıklık ve hatta akıntı ve kötü kokuya neden olabilir. Akıntı yolunun tıkanması halinde, apse oluşacak ve ağrı, ateş gibi ek şikayetlere sebebiyet verecektir.

Bu durumda ilk olarak apsenin boşaltılması, sonrasında ise kıl dönmesinin tedavi edilmesi gerekir. Kıl dönmesi tedavi yöntemi olarak, mikro sinüsektomi yöntemini öneriyoruz.

Göbekte Kıl Dönmesi (Umbilical Pilonidal Sinüs)

Kıl dönmesi, kuyruk sokumundan sonra en sık göbek deliği dediğimiz umblikal alanda görülmektedir. Tabii ki bu nadir görülen bir olaydır. Özellikle gençler, vücut kılı fazla olanlar, yine yetersiz hijyen alışkanlığı olanlar risk taşımaktadır. İlk olarak 1880 yılında Hodges tarafından tanımlanmıştır. (3). (5).

Kıllar ya da elbise tüylerinin göbek deliğine girerek, oradan cilt altına erişmesi halidir. Belirtileri arasında: göbek deliği kısmında ağrı ve devamında kan ve irinden oluşan akıntı olabilir. (4).

Nadir görülen bir sorun olması nedeniyle, tedavi yöntemleri arasında fikir birliği yoktur. İlk aşamada düzenli bir temizliğe ihtiyaç vardır. Kişi bunu evde kendisi de kolayca yapabilir. Çoğu zaman bu temizlik sorunun ortadan kalkmasını sağlayabilir.

Sorun devam etmesi halinde doktorunuz konservatif ve cerrahi yöntemlerle tedavi edebilir. Tabii ki öncelik her zaman konservatif yöntemlerde olmalıdır. Eryılmaz ve arkadaşları 26 hasta ile yaptıkları çalışmada 24 hastanın konservatif yöntemlerle tedavi edildiğini rapor etmiştir. (6). Konservatif tedaviye cevap vermeyen 2 hasta ise umbilektomi yöntemi ile cerrahi olarak tedavi edilmiştir.

Ellerde Kıl Dönmesi (İnterdigital Pilonidal Sinüs)

Özellikle erkek kuaförlerinde sık görülen bir sorun ellerde kıl dönmesi (interdijital pilonidal sinüs) olarak isimlendirilmektedir. İlk olarak 1942 yılında bilimsel çalışma ile ortaya konmuştur. (7). (8). Berberlerde görülme nedeni müşterilerinin saç kılları olarak biliniyor. Özellikle ellerini tarak gibi kullanan berberlerde sık görülüyor.

Meslek hastalığı olması nedeniyle riskli olan sadece berberler değildir. Pubmed taramasında gördük ki: çalışma alanında kıl, tüy (lif) olan birçok meslek dalında görülebiliyor.

Köpek Bakıcılığı Yapan 24 Yaşında Bir Erkek: Shikowitz-Behr 2016 yılında, köpek bakıcılığı olarak görev yapan 24 yaşında bir erkek hastaya ait olgu sundu. Elde ağrı ve apse ile doktora müracaat eden hastaya apse boşaltma ve antibiyotik tedavisi uygulandı. 4 Hafta sonra hasta yeniden apse şikayeti ile doktora başvurdu. Bu sefer detaylı bir inceleme sonunda hastanın deri altında köpeklere ait kıllar tespit edildi ve eksizyon yapıldığını rapor etti. (9).

Deri İşçisinin Elinde Tespit Edildi: Belki de aklınıza hiç gelmeyen bir meslek dericilik, yapılan olgu sunumlarından biri de dericilik mesleği ile alakalı oldu. Sevgi Kurt Yazar ve arkadaşlarının aktardığı bilgiye göre “46 Yaşında deri tabaklama işi yapan hastanın interdijital alanda kitle ve akıntı ile başvurduğunu belirtti. Antibiyotik tedavisine yanıt alınmayınca, kıl dönmesi teşhisi konmuş ve tedavisi yapılmıştır.”

Referanslar

1. Luo, D. Q., Liang, Y. H., Li, X. Q., Zhao, Y. K., Wang, F., & Sarkar, R. (2016). Ingrowing hair: A case report. Medicine, 95(19).

2. De Parades, V., Bouchard, D., Janier, M., & Berger, A. (2013). Pilonidal sinus disease. Journal of visceral surgery, 150(4), 237-247.

3. Hodges RM. Pilonidal sinus. Boston Med Surg 1880; 103:485-486.

4. El-Bakry, A. A. (2002). Discharging umbilicus. Saudi medical journal, 23(9), 1099-1100.

5. Sarıçam, G., Karaca, G., Pehlivanlı, F., & Yıldırım, K. Umblikal Pilonidal Sinüs: Olgu Sunumu. Van Tıp Dergisi, 21(3), 177-178.

6. Eryilmaz, R., Sahin, M., Okan, I., Alimoglu, O., & Somay, A. (2005). Umbilical pilonidal sinus disease: predisposing factors and treatment. World journal of surgery, 29(9), 1158-1160.

7. Uysal, A. C., ALAGÖZ, M. S., Ünlü, R. E., & SENSÖZ, Ö. (2003). Hair dresser’s syndrome: a case report of an interdigital pilonidal sinus and review of the literature. Dermatologic surgery, 29(3), 288-290.

8. Patel M, Malaviya G. Philadelphia, PA: Elsevier Churchill Livingstone; 2011. Kronik Enfeksiyonlar; sayfa 86–139.

9. Shikowitz-Behr, L., & Freedman, A. M. (2016). Recurrent Interdigital Pilonidal Sinus in a Dog Groomer. Journal of hand and microsurgery, 8(02), 113-114.